11 Kasım 2007 Pazar

Kişilik Eğitiminin Önemi

Öğretmenler bir ruh hekimi kadar çocuk ruh yapısını bilmelidir

Kişilik eğitiminin etkililiği hala tartışılmaktadır. Okullarda bile sonuçlar fazla doyurucu değildir.
Çocuklar okula aile yaşamının başarısızlıkları olarak gelir ve aldıkları tüm derslere ve öğütlere rağmen aynı hataları yapmayı sürdürürler.

29 Ağustos 2007 Çarşamba

Giydirilmiş Roller

Öğrenci ve evlat yetiştirmede alternatif ve geçerli bir yol

Öğretmenlik (tabi ki ana-babalık da), değişen aile yapısına, yükselen toplumsal değerlere(!), değişip modernleşen okul binalarına karşın değişmeyen müfredatlara, okul dışında İnternet aracılığıyla dünya ile bağlantı kuran öğrenciyi sınıfta hala edilgin tutan sisteme ve bilinen biinmeyen birçok nedene bağlı olarak gitgide "zor zenaat" olmaya başladı.

24 Ağustos 2007 Cuma

5 Kuruş

Empatinin gücü

Yerde görse kimsenin eğilip almayacağı beş kuruş ne işe yarar?

Markette eve birşeyler alırken, iki küçük kız çocuğu dikkatimi çekti.
Büyük kız elindeki bozuk paraları saydı ve raftan küçük bir karton süt aldı.
Baktım, pahalı bir süt, yarım kilosu 80 kuruş.

14 Ağustos 2007 Salı

Hiç Dostunuz Var Mı?

Dostluk ile arkadaşlık karıştırılmamalı

Bu pazar dostluk kriterlerini irdeleyen bir yazı okudum.
Benim hissiyatıma muvafık geldiği için sizlerle de paylaşmayı uygun gördüm.

"Bir dostunuz varsa şanslısınız. İki dostunuz varsa çok şanslısınız.
Üç dostunuz varsa bir yerde yanılıyorsunuz, durun dostlarınızı yeniden gözden geçirin.
İnsan ilişkisinin varacağı şahika dostluktur.
Dostluk duru, sağlıklı ve kıymeti çok yüksek bir ilişkidir.

27 Temmuz 2007 Cuma

Matematiğe Olan Kaygı ve Tutum Üzerine Bir Araştırma

Esas önemli olan, problem (sorun) çözme üzerine çocuklarımızı yönlendirmeliyiz. 

Yapılan araştırmalar (Bloom 1979) bireylerin öğrenmeleri arasındaki farklılıkların yaklaşık dörtte birinin kaynağının duyuşsal özelliklerden geldiğini göstermektedir.
Duyuşsal özellikler arasında KAYGI ve TUTUM önemli bir yer tutar.

Kaygı: Gelmesi beklenen bir tehlikeden korkma halidir.
Matemetiğe olan kaygı, korku ve ondan çekinme davranışlarını kapsar.
İlerlemesi halinde o kimsenin kaygılandığı durumu başaramayacağı inancına kapılmasına yol açar.

11 Temmuz 2007 Çarşamba

Ana-Baba ve Öğretmenlerin Cehennemlik Günahları 1

Çocuklarımızın ruh sağlığını bozan tutumlardan ne zaman vazgeçeceğiz?

Kendim dahil, çocuklarımın okullarda hep birinci olmasını arzu etmişimdir.
Gerçi bunun için kendime ve çocuklarıma maddi ve manevi baskı empoze etmedim, fakat bu duygunun evrensel bir his olduğunu düşünüyorum.
O halde bu duyguyu duymak suçlanacak bir olgu değil ama bunu esas gaye yapmak ve bu yolla bazı hislerimizi doyurmak istiyorsak, hele hele çocuklarımızı bu yola maddi ve manevi teşvik ediyorsak bilelim ki bence cehennemlik günah işliyoruz.

Ana-Baba ve Öğretmenlerin Cehennemlik Günahları 2

Hangi birimiz tezgahta seçilmeyi bekleyen meta olmak isteriz?

Öğretmenlerin cehennemlik günahlarından birini daha dile getirmeyi uygun gördüm.
Belki düşünce ufkunuza başka bir perspektiften baktırmaya muvaffak olurum.

Bir kimsenin genellikle yetenek/eğilim kelimesiyle nitelendirilen zekasını tesbit etmede sayılamayacak kadar çok gözlem, araştırma ve testlerden yararlanılır.
Bunlar özellikle çocuklarda büyüklerin zekalarını belirlemeye yönelik testlere benzeyip yetenek testleri denilen testlerdir.

21 Nisan 2007 Cumartesi

Emekli Olmak Sanıldığı Kadar Huzur Getirmez

Yaradılışı harekete bağlı olarak yaratılan insanın saadeti zorluklar içinde yılmadan çalışmaktır

İki yıl önce arkadaşlarımdan birine hiç beklenmedik bir para gelmişti.
Altı ay sonra çalıştığı yerden ayrıldı ve bir işyeri açan iki arkadaşına katıldı.
Şirket parlak bir başarı kazandı ve bir holding tarafından çok yüksek bir fiyata satın alındı.
Arkadaşım bu satış işleminden hissesine düşeni fazlasıyla aldı.
Hem de kırk yaşında emekli olmaya yetecek kadar.

9 Nisan 2007 Pazartesi

Evlenenler ve Evlenecekler Bu Yazıya Dikkat !

Standart eş yoktur size uygun eş vardır

Okulda ve çevremde bazı eşlerle ilgili konuşma ve düşüncelere şahit oldum.
Öğrenci velileri ile temaslarımda da aynı şeylere rastladım.
O halde bu umumi bir bela dedim ve aşağıdaki benim de çok ilgimi çeken yazıyı ilgilerinize ve yorumlarınıza arz ediyorum.
Kusur işlemişsek affola.

31 Mart 2007 Cumartesi

Bir Öğretmene Cevap

Feragat zor şartlarda çalışmayı gerektirir

"Merhaba sayın hocam ben yeni mezun fizik öğretmeniyim. Öğretmenlikte ilk tecrübem, milli eğitimde çalışıyorum. Yazınızı okudum doğrusu çok etkilendim.
Bu konuda müsaade ederseniz hocam ben de düşüncelerim çerçevesinde yorum yapmak istiyorum. Dediğiniz gibi öğretmenlik mesleğinin kutsal bir meslek olduğu şüphesiz bir gerçek ve herkesce de bu böyle ama günümüz döneminde yeni mezun olan ben ve mezun arkadaşlar açıkcası sağlıklı düşünemiyoruz. Günümüz devlet yönetimi ve ekonomisi bizleri çaresiz bırakmakta. Mutlak ki öğretmenlik mesleğinin maddi durumu, yapacağımız kutsal görevle bağdaştırılmamalı. Ama insan yüksek öğrenim gördükten sonra rahatça iş bulup ve orta düzeyde bir yaşam istemek de doğal olarak hakkımız olduğunu düşünüyoruz ve bunlara ulaşamayınca da yapacağımız işe dört elle sarılamıyoruz. Bu düşüncelerim hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum hocam saygılar..."

16 Mart 2007 Cuma

Hangisi Doğru?

Farklı mı olmalı, araziye mi uymalı?

36 yıllık öğretmenlik hayatımda hep farklı çalıştım. Aykırı oldum hep.
Eğitimde de, mesleki ilişkilerimde de.
Bu yüzden sevenlerim de oldu, nefret edenler de.
Acı da tattım, gurur da duydum. Ama hep mutlu oldum.

IQ Yükseltilebilir Mi?

Çocuklarımızın zeka düzeyini yükseltebilir miyiz?

Hepimizin çocuklarımıza ilişkin iki ana beklentimiz vardır.
Birincisi: Çocuğum süper zeki olsun.
İkincisi ise: Özgüveni bol olsun.

Bu güzel temennilerin gerçekleşmesini dileyerek zeka geliştirme meselesini biraz kurcalayalım.

14 Mart 2007 Çarşamba

Annemin Üzümü

Hayatımız şekerli mi yoksa kıtlamalı çay gibi mi olsun?

"Bir akşam annemle birlikte okuldan eve dönüyorduk. Evde ikimiz vardık. Babam çiftlikteydi. Ben ilkokuldaydım.
Annem, Erzurum TicaretLisesinde edebiyat öğretmeniydi. Annem köfte ve makarna yapacaktı.

Yarım kilo kıyma alalım dedi. Son anda yarım kilo kıyma yerine dörtyüz gram kıyma almaya karar verdi.
Yüz gram kıymanın parasıyla da bir kilo siyah üzüm aldı. Böylece üç çeşit yemeğimiz oldu.

10 Mart 2007 Cumartesi

Farklı Olmak

Geçmiş alışkanlıkları terk etmek zamanı gelmedi mi?

Son yıllarda kendi çapımda uygulamaya başladığım, eğitimcilerin teorik olarak söyledikleri fakat bir türlü sınıf ve okullarda uygulamadan çekindikleri, cesaret edemedikleri; eğitimin ruhsal boyutunu ön plana çekerek, radikal uygulamalar yaparak hem kendimi (dolayısıyla çevremi) hem de bana emanet edilmiş yavruları geliştirip özsaygı ve özgüvenlerini alabildiğine geliştirmek, hepsinin de (zengin, fakir, güzel, çirkin, zeki olan, olmayan, çalışan, çalışmayan, gayretli, gayretsiz, uslu, yaramaz, problemli, problemsiz, derse çalışan, çalışmayan, itaatkar, isyankar, uysal, dikbaşlı, sevimli, sevimsiz, vs.) şartsız olarak kabul edici bir sevgiye ihtiyacını bilerek yaptığım eğitimin mucize gibi sonuçlarını hergün alıyorum.

6 Mart 2007 Salı

Hikaye

Gerçek dostluklar sabır ve uzun zaman ister

Çabalarını takdirle karşıladığım A.Şerif İzgören'den etkilendiğim bir alıntıyı sizlerle paylaşıyorum.

"Sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin, dedi tilki.
İnsanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak VAKİTLERİ yoktur.
Herşeyi dükkandan hazır alırlar.
Ve DOSTLUKLAR dükkanlarda satılmadığı için de, hiç DOSTLARI olmaz.
Eğer bir dostun olsun istiyorsan, EVCİLLEŞTİR BENİ"

19 Şubat 2007 Pazartesi

Hayata Dair

Allah'a istediğiniz her şeyi şıp diye vermediği için şükredin

"Ülkelerin birinde, kurda kuşa hükmeden bir padişah varmış.
Günlerden bir gün padişahın bir oğlu olmuş.

Padişah oğlunu o kadar çok severmiş, o kadar çok severmiş ki emrindeki bilginlere:
-Oğlum için öyle bir şey bulun ki, o hiç bir zaman mutsuz olmasın!!! diye emretmiş.

2 Şubat 2007 Cuma

Hayata Hazırlık (Oyun)

Oyuna eğitimin bir aracı ve unsuru olarak bakmak zorundayız

Muhterem dostlara merhaba,

Okullar tatile girdi. Çocuklar çok sevinçliler. Acaba niçin?
Torunum son ayı adeta geriye saydı. Şimdi sevinçten uçuyor.

Fakat aynı olayı nedense ben okuttuğum sınıflarda yaşamıyorum.
İstisnası olmakla birlikte benim öğrencilerim uzun tatilleri nedense sevmezler.
Bu sosyologları ilgilendirecek bir tez konusu olabilir mi sizce?

30 Ocak 2007 Salı

Ana Babaya Öğretmenden Mektup

Anne babalar kendi sorumluluklarını okula ve öğretmene yükleme kandırmacılığından kendilerini kurtarmalıdır.
Arabamıza gösterdiğimiz itinayı lütfen çocuklarımızdan esirgemeyelim


Kişisel gelişimle ilgilenenler Abraham Lincoln'un çocuğunun öğretmenine yazdığı mektubu çok iyi bilirler.
Abraham bu mektubu takriben 150 yıl önceki okullar ve öğretmenlerin asli vazifelerinin insan unsuruna verdikleri değerin eğitim olduğu; hatta ve hatta daha 30-40 yıl önceki benim yokluk içindeki okulum ve öğretmenlerimin idealini kaybetmedikleri, kitle eğitimin tıpkı baskı insan tipi yetiştirmediği, bireye varlığından dolayı değer verildiği anlayışın hâkim olduğu zamanlarda bu mektubun muhatabı öğretmendi.
Fakat bence durum çok farklı ve bir o kadar da dramatik.
Ben bu mektubun orijinaline dokunmadan sadece muhatabını değiştirerek siz muhterem kardeşlerime duyurmak istiyorum.