24 Aralık 2006 Pazar

Kaybetme Riskinin Pozitif Etkileri

Olumsuz olaylara pozitif bir yaklaşım

Canlı insanlar değişiklik korkuları farklı şekillerde başa çıkarlar.
Cesaret, korku bulunmaması anlamına gelmez, cesaret korkuya rağmen o eylemde bulunmaktır.
Bilinmeyene ve geleceğe doğru, korkunun doğurduğu dirence rağmen hareket etmektir.
Bu aşamada ruhsal tekâmül ve dolayısıyla da SEVGİ daima cesaret ister ve RİSK içerir.

7 Aralık 2006 Perşembe

Gerçek Mutluluk (Şefkat)

Mutlu olmak zannedildiği gibi çevre şartlarına değil, bizim tutumumuza bağlıdır

Gerçek Mutluluk Üzerine Bir İnceleme

Hayatımı anlamlı kılan nedir?

Hepimiz hayatta daha iyi bir şey arıyoruz.
Bu nedenle hayatımızın gerçek yönü mutluluğa doğrudur. 
“Mutluluğa ulaşmanın zihnin eğitilmesiyle başarılabileceğine inanıyorum.” 
“Mutluluğu aramak sadece o kişiye değil aynı zamanda ailesine ve daha geniş anlamda topluma da yararlar sağlar.”
“Esas önemli olan nokta mutluluğun dış etkenlerden çok kişinin zihinsel tutumuyla belirlendiğini göstermektedir.”

28 Kasım 2006 Salı

Hayat Zordur! 2

Bazen saadetten felaket çıkabileceği gibi; felaketten dahi saadet çıkabilir

Fiziksel bir acı içinde olduğumuzda, ne dereceye kadar acı çekebileceğimiz konusunda tutumumuzun ve zihinsel yapımızın son derece etkili olduğuna hiç şüphe yoktur.

Örnek olarak diyelim ki, biri inşaat işçisi, diğeri konser piyanisti olan iki kişi, aynı şekilde parmaklarının yaralanmalarından dolayı acı çekmektedirler.
Her ne kadar, fiziksel acının miktarı her iki kişi için aynı olsa da, inşaat işçisi çok az acı çeker ve gerçekte bu yaralanmadan dolayı bir ay ücretli izin aldığı için sevinir, ama aynı yaralanma, piyano çalmayı hayat sevincinin ana kaynağı olarak gören piyaniste büyük acı verir.

Hayat Zordur!

Acı veren şeyler öğreticidir

Bir arkadaşımızın aşağıdaki doktorlara sorduğu ve cevap alamadığı konu hakkında kendi çapımda yapmış olduğum psikolojik araştırmalarımdan çok az bir bölümünü yazmayı uygun gördüm.
Umarım herkese yeni bir ufuk kazandırır.

"Ameliyatın ertesi günü doktorlarımızdan birine, bize bu karamsar tabloyu çizdikten sonra bir soru sordum:
'Biz hasta yakınlarının bu durumla baş etmelerine yardımcı olacak, hastaya destek olma, hastanın moral ve motivasyonunu yüksek tutma konusunda fikir ve bilgi verecek kitap, broşür, web sitesi vs var mı?' Bana 'bir araştırayım' dedi, hala araştırıyor."

25 Kasım 2006 Cumartesi

Kim Bu Arkadaş?

Hikâyelerden çıkan mesajları pratik hayata uygulamak

Sevgini Taşa Yaz

İki çok samimi arkadaşın yolu çöle (!) düşer.
Yolculuğun bir yerinde bir münakaşa olur ve biri diğerine tokat atar.
Tokadı yiyenin canı acır ama bir şey söylemeden kuma şöyle yazar:
"Bu gün en iyi can ciğer dostum ve refikim beni tokatladı."

23 Kasım 2006 Perşembe

Önce İnsan Sonra Ögretmen

Eğitimde yeni modeller arama

Ben bu yazılarımda bindikleri arabaların son model oluşuna verdikleri önem kadar yaptıkları eğitim ve insani iletişimleri yüz yıl eski model oluşuna aldırmayan meslektaşlarıma olan sitemimi ve yeni kaliteli eğitim ve kaliteli iletişim üzerine derlediğim bilgileri paylaşmak arzusundaydım.
Ama madem ki her ana baba ilk ve çok etkili bir vazgeçilemez mecburi ÖĞRETMENDİR ben de yazılarımda tüm anne babaları muhatap alarak söz edeceğim.
Şimdiden yapacağım hatalar için af dilerim.

1 Kasım 2006 Çarşamba

Avucumuzdaki Kelebek

Her şey bize bağlı

Merhabalar,

Ara sıra ilgimi çeken ve pratik hayatımıza uygulamada çok büyük katkıları olduğuna inandığım hayata değişik açılardan bakan hikâyeler ve yorumları (bazen yorumsuz) sizlerle paylaşmak niyetindeyim. İnşallah istifadeli olur.
Malum olduğu üzere insan davranışlarını müspet istikamete kanalize eden eserler (Mesnevi gibi) kıssa ve mesellere büyük bir önem vermişlerdir.
Büyük bir hikmeti olsa gerek. İşte hikâyemiz...

25 Ekim 2006 Çarşamba

Kızarmış Bir Dilim Patatesin Tadı 2

İbret alınacak bir yazı

Geçen ay "Kızarmış Bir Dilim Patatesin Tadı" başlıklı yazımda Fransız dergi yönetmeninin hastalığı ve hayata olan bağlılığı ve sağ göz kapağını kullanarak "Dalgıç Giysisi Giymiş Kelebek" isimli kitabından (maalesef bu kitabı okuyamadım) bahsederek hayatın sadece "An”lardan ibaret olduğunu ve ona göre değerlendirilip yaşanması gerektiğine dikkat çekmiştim.

Dün, çok çarpıcı bir yazı ve bilgi ile tanıştım; beni epeyce etkiledi ve hastalıklarımla mücadeleye motive etti.
Umarım sizlerin istifadesine de medar olur.

7 Ekim 2006 Cumartesi

Düşmanlara Pozitif Bakış (Sorunlarımız Fırsatlarımızdır)

Düşmanlarımız (Sorunlarımız) bizim ruhsal gelişimimiz için bulunmaz birer nimettir.

Öfke ve nefret hissettiğimizde bize bir enerji sağladığını zannederiz.
Evet bu doğrudur, fakat bu negatif duyguların getirdiği enerjinin temelde kör olduğu farkedilir.
Dolayısıyla kişiye gerçekten yarar sağlaması şüphelidir.

Biri bize haksızlık yaparsa, önce durumu akl-ı selimle tetkik etmeliyiz.
Eğer bu haksızlığa dayanabileceğimizi, buna dayanmanın bizde olumsuz sonuçlarının büyük olmadığını hissediyorsak, en iyisi durumu olduğu gibi kabul etmektir.

21 Eylül 2006 Perşembe

Kızarmış Bir Dilim Patatesin Tadı

Hayata dair notlar...

A. Şerif İzgören hocamın "Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Gezen Hayvandır" kitabından beni çok etkileyen bir konu..

"Dalgıç Giysisi Giymiş Kelebek" Fransız bir dergi yönetmeninin yazdığı kitaptır.
Yayın yönetmeni bir hastalık geçirir ve yatağa düşer, vücudunu hiçbir şekilde kullanamaz.
Vücudunda hareket ettirebildiği tek şey sağ göz kapağıdır.

19 Eylül 2006 Salı

Duygusal Zekâ

Toplumsal sosyolojik problemlerin bence en büyük etkeni duygusal zekâyı tanımamamız ve uygulamaya sokamayışımızdır

Varsa yoksa akademik zekâ.
Sonuç mu?
Fazla söze ne hacet…

15 Eylül 2006 Cuma

Neden Salt Akademik Başarı? Alternatifi Yok Mu?

Doyurucu bir eğitimin yolu duygusal zekâyı ihmal etmemekle mümkündür

Sevgili Dostlar,

35 yıl sınıf öğretmenliği yaptığım ve mesleğime ileri derecede tutkun olduğum için, yıllar süren çalışma ve sosyal laboratuarda gözlemlediğim bilgi, beceri, gözlem ve yorumlarımı siz değerli öğretmen kardeşlerimle paylaşmak istiyorum.
Yazılarıma göstermiş olduğunuz ilgi ve alaka beni sizlere manevi katkıda bulunmaya teşvik ediyor.
Ayrıca yorumda bulunan arkadaşlara da zahmetlerinden dolayı müteşekkirim.

10 Eylül 2006 Pazar

Tecrübe Konuşuyor

Genç öğretmenlere hassas tavsiyeler

Toplumun rehber öğretmenlere ihtiyacı var.

Örnek olamıyorsak onları örneklerle tanıştıralım.
Yeniden yapılanma seferberliğinin içinde OKUmaya ayıracağımız yer daha fazla olmalı.

Öğretmenler yıllarca değişik öğrencilerle karşılaşır her seferde başka metod uygularlar. Ellerinde tecrübe verilerini değerlendirmek akıllarına gelmez.

31 Ağustos 2006 Perşembe

Tecrübeli Bir Öğretmenin Kişisel Çabaları

Değişim ve gelişim, etkili bir öğretmenliğin ilk ve en önemli şartıdır

Öğretmenliğin zor, fedakârlık gerektiren yorucu bir meslek olması; çeşitli yıpratıcı faktörlerden dolayı düş kırıklığı, kırgınlık, tükenmişlik sendromu, kişisel başarısızlık endişesine kapılma sonucunda ya meslekten ayrılma, ya istemeyerek erken emekli olma, en acısı da istemeye istemeye bu mesleği kerhen sürdürmek gibi eğitime nitelikli öğretmen kaybı yönünden olumsuz tesirleri olmaktadır.

30 Ağustos 2006 Çarşamba

Etkili Öğretmenlik İçin Yaptığım Araştırma ve Tespitlerim

Klasik metodlar değil yeni ve uygulanabilir yeni bir öğretmenlik modeli üzerine yapılan araştırmalardan derlenmiş bir makale başlangıcı

Öğretmenlik genelde, öğretmenin kişi olarak gelişimiyle zenginleşen bir meslek olarak değil, öğrencilerinin gelişimine yardımcı olan bir meslek olarak düşünülür.
Öğretmenler her şeyden önce yaptığı işi sevmeli ve buna saygı duymalı, işini hafife almamalıdır.
Onun işi pek çok çalışanın işinden daha ağırdır.

8 Ağustos 2006 Salı

Her Ana-Baba İlk ve Tek Öğretmendir

"Patron Öğretmenden Lider Öğretmenliğe" yazısına farklı bir bakış açısı

Değerli dostlar, 2 ay önceki "Patron öğretmenden, lider öğretmene" başlıklı yazımda mesajın öğretmenlere gibi algılanması yanıltıcı olur kanaatindeyim.
Nedeni ise ana-babaların çocuklarının ilk ve en etkili öğretmenleri oluşu ve ömür boyu bundan kurtulamayacakları gerçeğidir.

Daha da önemlisi çocuklarımız okula gidinceye kadar ömür boyu elde edecekleri ruhsal ve karakter yapılarının temel taşının %85'nin evde ana-baba tarafından kazandırıldığı göz önüne alınırsa "en zor zanaatın" ana-babalık zanaatı olduğu kendiliğinden ortaya çıkar.

19 Haziran 2006 Pazartesi

Patron Öğretmenden Lider Öğretmenliğe

Önce insan sonra öğretmen olabilmek

"Binlerce kilometrelik bir yolculuk tek bir adımla başlar." LAO TZU

Hayat zordur, öyle de olmalıdır. Bu yüce bir gerçektir.

Öğretmenlik ise meslekler içinde en zor olanı fakat aynı zamanda en çok onurlu olanıdır da. Bu gerçeği görürsek, onun üstesinden gelebiliriz. İyice anlarsak ve kabul edersek hayat ve öğretmenlik artık zor olmaktan çıkar. Çünkü bunu kabullenince hayatın ve öğretmenliğin zor olduğu gerçeği artık önem taşımaz.