31 Mart 2007 Cumartesi

Bir Öğretmene Cevap

Feragat zor şartlarda çalışmayı gerektirir

"Merhaba sayın hocam ben yeni mezun fizik öğretmeniyim. Öğretmenlikte ilk tecrübem, milli eğitimde çalışıyorum. Yazınızı okudum doğrusu çok etkilendim.
Bu konuda müsaade ederseniz hocam ben de düşüncelerim çerçevesinde yorum yapmak istiyorum. Dediğiniz gibi öğretmenlik mesleğinin kutsal bir meslek olduğu şüphesiz bir gerçek ve herkesce de bu böyle ama günümüz döneminde yeni mezun olan ben ve mezun arkadaşlar açıkcası sağlıklı düşünemiyoruz. Günümüz devlet yönetimi ve ekonomisi bizleri çaresiz bırakmakta. Mutlak ki öğretmenlik mesleğinin maddi durumu, yapacağımız kutsal görevle bağdaştırılmamalı. Ama insan yüksek öğrenim gördükten sonra rahatça iş bulup ve orta düzeyde bir yaşam istemek de doğal olarak hakkımız olduğunu düşünüyoruz ve bunlara ulaşamayınca da yapacağımız işe dört elle sarılamıyoruz. Bu düşüncelerim hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum hocam saygılar..."

16 Mart 2007 Cuma

Hangisi Doğru?

Farklı mı olmalı, araziye mi uymalı?

36 yıllık öğretmenlik hayatımda hep farklı çalıştım. Aykırı oldum hep.
Eğitimde de, mesleki ilişkilerimde de.
Bu yüzden sevenlerim de oldu, nefret edenler de.
Acı da tattım, gurur da duydum. Ama hep mutlu oldum.

IQ Yükseltilebilir Mi?

Çocuklarımızın zeka düzeyini yükseltebilir miyiz?

Hepimizin çocuklarımıza ilişkin iki ana beklentimiz vardır.
Birincisi: Çocuğum süper zeki olsun.
İkincisi ise: Özgüveni bol olsun.

Bu güzel temennilerin gerçekleşmesini dileyerek zeka geliştirme meselesini biraz kurcalayalım.

14 Mart 2007 Çarşamba

Annemin Üzümü

Hayatımız şekerli mi yoksa kıtlamalı çay gibi mi olsun?

"Bir akşam annemle birlikte okuldan eve dönüyorduk. Evde ikimiz vardık. Babam çiftlikteydi. Ben ilkokuldaydım.
Annem, Erzurum TicaretLisesinde edebiyat öğretmeniydi. Annem köfte ve makarna yapacaktı.

Yarım kilo kıyma alalım dedi. Son anda yarım kilo kıyma yerine dörtyüz gram kıyma almaya karar verdi.
Yüz gram kıymanın parasıyla da bir kilo siyah üzüm aldı. Böylece üç çeşit yemeğimiz oldu.

10 Mart 2007 Cumartesi

Farklı Olmak

Geçmiş alışkanlıkları terk etmek zamanı gelmedi mi?

Son yıllarda kendi çapımda uygulamaya başladığım, eğitimcilerin teorik olarak söyledikleri fakat bir türlü sınıf ve okullarda uygulamadan çekindikleri, cesaret edemedikleri; eğitimin ruhsal boyutunu ön plana çekerek, radikal uygulamalar yaparak hem kendimi (dolayısıyla çevremi) hem de bana emanet edilmiş yavruları geliştirip özsaygı ve özgüvenlerini alabildiğine geliştirmek, hepsinin de (zengin, fakir, güzel, çirkin, zeki olan, olmayan, çalışan, çalışmayan, gayretli, gayretsiz, uslu, yaramaz, problemli, problemsiz, derse çalışan, çalışmayan, itaatkar, isyankar, uysal, dikbaşlı, sevimli, sevimsiz, vs.) şartsız olarak kabul edici bir sevgiye ihtiyacını bilerek yaptığım eğitimin mucize gibi sonuçlarını hergün alıyorum.

6 Mart 2007 Salı

Hikaye

Gerçek dostluklar sabır ve uzun zaman ister

Çabalarını takdirle karşıladığım A.Şerif İzgören'den etkilendiğim bir alıntıyı sizlerle paylaşıyorum.

"Sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin, dedi tilki.
İnsanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak VAKİTLERİ yoktur.
Herşeyi dükkandan hazır alırlar.
Ve DOSTLUKLAR dükkanlarda satılmadığı için de, hiç DOSTLARI olmaz.
Eğer bir dostun olsun istiyorsan, EVCİLLEŞTİR BENİ"