28 Kasım 2006 Salı

Hayat Zordur!

Acı veren şeyler öğreticidir

Bir arkadaşımızın aşağıdaki doktorlara sorduğu ve cevap alamadığı konu hakkında kendi çapımda yapmış olduğum psikolojik araştırmalarımdan çok az bir bölümünü yazmayı uygun gördüm.
Umarım herkese yeni bir ufuk kazandırır.

"Ameliyatın ertesi günü doktorlarımızdan birine, bize bu karamsar tabloyu çizdikten sonra bir soru sordum:
'Biz hasta yakınlarının bu durumla baş etmelerine yardımcı olacak, hastaya destek olma, hastanın moral ve motivasyonunu yüksek tutma konusunda fikir ve bilgi verecek kitap, broşür, web sitesi vs var mı?' Bana 'bir araştırayım' dedi, hala araştırıyor."

Önce şu tespiti bir yapalım. DÜŞÜNCE VE FİKİRLERİMİZİ buna göre yürütelim.
"HAYAT ZORDUR VE ÖYLE DE OLMALIDIR." Bu yüce bir gerçektir.

Kısaca "Yaşamak Acı Çekmektir", biz bu gerçeği görürsek onun üstesinden gelebiliriz.
Hayat rotamızın ana formülü olarak kabul ettiğim şu tespitten sonra batılı bir psikologun acıya bakışını ve tespitini sizlerle paylaşıyorum.
Bence mükemmel bir tespit.

"Fizyolojik bir süreç olan fiziksel acı ile bu acıya karşı zihinsel ve duygusal tepkilerimiz olan ızdırap arasında fark vardır.
Bazen acının amacı yokmuş, bize hiç bir şey kazandırmayacakmış gibi görünür.
Acaba acımızın ardında bir amaç ve anlam bulmak, acı hakkındaki tutumumuzu değiştirebilir mi?
Tutumumuzda bir değişimin olması, fiziksel olarak yaralandığımızda çektiğimiz acının derecesini azaltabilir mi?

Dr. Paul BRAND acıyı şöyle tarif etmekte:
"ACI, HİÇ KİMSENİN İSTEMEDİĞİ BİR AR-MA-ĞAN-DIR."

Dünyaca tanınmış usta bir cerrah ve leprosi (cüzzam) uzmanı olan Dr. Brand fiziksel acının amacını ve değerini incelemektedir.
Dr. Brand bir misyonerin oğlu olarak çocukluğunu ve ilk gençliğini Hindistan'da geçirmiştir.
Burada çevresi son derece zor şartlarda ve acı içinde yaşayan insanlarla çevriliydi.
Fiziksel acının, Batıda olduğundan çok daha rahat kabul gördüğünü ve insanların daha tahammüllü olduklarını görerek, insan bedenindeki acı sistemi ile ilgilenmeye başlamıştır.

Leprosinin verdiği tahrip ve o korkunç şekilsizleşmenin doğrudan etlerin çürümesine neden olan organizmadaki bir bozukluktan değil de daha çok uzuvlardaki acı hissinin kaybolmasına yol açan bir bozukluktan kaynaklandığını bulmuştur. Leprosi hastaları kendilerini acıya karşı korumadıkları için, onları dokuların harap oldukları hakkında uyaran sistemden de yoksun kalmaktadır.
Bu nedenle Dr. Brand, derileri yarıldığı hatta kemikleri göründüğü halde, yürüyen ya da koşan hastalar görmüştür; bu da çürümenin devamına yol açmaktadır.

Acı duyguları olmadığından bazen bir şey almak için ellerini ateşe bile sokabilmektedirler.
Kendini yok etmeye karşı tam bir kayıtsızlık içindedirler.

Dr. Brand, acı hissi olmadan yaşamanın mahvedici etkileri hakkında sürekli yaralanmalar, hatta uyurken farelerin gelip hastanın el ve ayak parmaklarını kemirmeleri gibi örnekler vermektedir.
Dr. Brand, hayatı boyunca acı çeken ve acı hissi olmayan hastalarla çalıştıktan sonra, acının, batıda sanıldığı gibi, evrensel düşman olmadığını, aslında bizi bedenimize zarar vermemek için uyaran ve bizi koruyan, önemli, nazik ve karmaşık bir biyolojik sistem olduğunu görmüştür.

Fakat acıyı neden bu kadar tatsız bir şekilde yaşamak zorundayız.
Acının bu tatsız özelliği, tüm insan organizmasını sorunun üzerine eğilmeye zorlamaktadır.
Tüm organizmayı işe karıştırması ve bir tepkide bulunması için harekete geçiren ve zorlayan da bu tatsızlık duygusudur.
Aynı zamanda bu tecrübeyi hafızamıza kazır ve bizi gelecekte de korur.

Aynı şekilde, çektiğimiz acılarda bir anlam bulmak, bizi hayattaki ZORLUKLARLA başa çıkmada yardımcı olur.
Dr. Brand fiziksel acının amacını anlamanın, acı karşısında çektiğimiz ızdırabı azaltabileceğini düşünmektedir.
Bu kuramın ışığında "acı sigortası" diye bir kavramı ortaya atmıştır.
Acıyı neden yaşadığımız hakkında bir iç görü geliştirerek ve hayatın acı olmadan nasıl olabileceği üzerinde düşünmek için zaman ayırarak vakitsiz gelen acıya karşı sağlıklı bir şekilde hazırlanabileceğimize inanmaktadır.
Eğer acıyı "Bedenimizin bizim için hayati derecede önemli bir konuda, dikkatimizi çekecek en etkili yolla yaptığı konuşma" diye görmeye başlarsak, bu konudaki tutumumuz da değişecektir.

ACI HAKKINDAKİ TUTUMUMUZ DEĞİŞTİKÇE "ızdırabımız" da AZALACAKTIR.

Dr. Brand şöyle demektedir: Önceden geliştirdiğimiz tavrın, acı baş gösterdiğinde bizi nasıl etkileyeceğini, belirlediğine ikna oldum."

Acı karşısında minnettar olabileceğimize bile inanmaktadır.
Belki acıyı yaşadığımız için değil ama acıyı algılama sistemimiz çalıştığı için minnettar olabiliriz.

Kendi çocuklarınıza ve öğrencilerinize sorunlarını nasıl çözeceklerini öğretin.

En büyük hizmetiniz bu olacaktır.

Sevgilerimle.

Hiç yorum yok: