Allah'a istediğiniz her şeyi şıp diye vermediği için şükredin
"Ülkelerin birinde, kurda kuşa hükmeden bir padişah varmış.
Günlerden bir gün padişahın bir oğlu olmuş.
Padişah oğlunu o kadar çok severmiş, o kadar çok severmiş ki emrindeki bilginlere:
-Oğlum için öyle bir şey bulun ki, o hiç bir zaman mutsuz olmasın!!! diye emretmiş.
Bilginler de uğraşmışlar didinmişler, sonunda sihirli bir düğme (laf aramızda, bizim de aradığımız) icat etmişler.
Padişaha:
-Sevgili padişahımız, oğlunuz veliaht prensin göbeğine bu düğmeyi yerleştireceğiz.
Prensimizin canı ne zaman sıkılsa, kendini ne zaman mutsuz hissetse düğmeyi saat yönüne biraz çevirsin, zaman hemen ilerleyecek ve prensimiz de sıkıntıdan ve mutsuzluktan böylece kurtulacak.
Padişah alınan sonuçtan çok mutlu olmuş.
Tüm bilginleri servetlerle ödüllendirmiş.
Sevgili oğlu veliaht prens de, ne zaman canı sıkılsa, ne zaman kendini mutsuz hissetse göbeğindeki düğmeyi saat yönünde çevirmiş ve mutsuzluk nedir bilmeksizin ömrünü sürdürüp gitmiş.
Günlerden bir gün padişah, halkına seslenirken arada bir yanıbaşında duran ak saçlı, ak sakallı yaşlı bir dede ile konuşuyormuş.
Çevredekiler pek merak etmişler bu itibarlı yaşlı adamı.
Sormuşlar, soruşturmuşlar kim bu adam diye.
Bir bilen çıkmış demiş ki:
"Bu yaşlı adam, her canı sıkılınca zamanı ileriye alan prensimizdir."
Güçlükler hayatımızın en önemli ve iyi bir parçasıdır ve güçlükler ÖĞRETMENLERİMİZDİR.
Sonuç çıkarmayı başarırsak zorluklar bilge bir öğretmen gibidir.
Eğer ders çıkarmayı bilmiyorsanız hergün dayak yediğiniz ama hiç bir şey öğrenemediğiniz ÖĞRETMENİNİZE benzer güçlükler, zorluklar, sıkıntılar,sorunlar...
İşin kötü tarafı, Derse de girmek istemezsiniz, yani hayatı sevmezsiniz.
Yaşadığınız her zorluk sizi hayata yaklaştırır.
Farkındamıyız acaba?
Ana, baba ve öğretmen olarak yapmamız gereken şey çocuğun eline saz vermektir.
Bırakın gerisini o yapsın, siz onun yeteneğini keşfetmesine imkan tanıyın ve mücadele ruhu kazandırın, gerisini ona bırakın.
İnsanlar 2'ye ayrılır:
Hayatı çözümlerle dolu olanlar. Hayatı mazeretlerle dolu olanlar.
Hayatınızı kendinizin kazanması gerekir.
Çiçero, "Karanlığa küfretmektense bir mum yak" der.
Etraf karanlığa küfreden adamlarla dolu.
Hayatı, yokuşu çıkarken yaşarsınız, zirvede otururken değil.
Allah'a istediğiniz her şeyi şıp diye vermediği için hergün dua edin.
Ya istediğiniz her şey gerçek olsaydı.
Ne mi olurdu? Bakın ne olurdu o zaman.
Onasis'in, Agnelli'nin, Ford'un oğulları gibi...
Hayal edilebilecek her şeye sahip olarak doğdular.
Hepsi sonunda 35 yaşlarında intihar ettiler.
Sizi hayata bağlayan, kendi çabalarınızın sonunda elde ettiğiniz sonuçlardır.
Hayatınızı değerli kılan, HAYAT AMACINIZDIR.
Hayatla ilgili kararlarınızı kolaylaştıran, sizi insan yapan ise bağlı olduğunuz değerlerinizdir.
Çabalarınızın sonuca ulaşmasını sağlayan şey ise hedef belirlemenizdir.
Kişiliğiniz, olumlu düşünceniz, yaratıcılığınız ve mücadele ruhunuzdur.
Mutluluğunuz ise AVCUNUZDAKİ KELEBEK gibidir.
İster öldürün, ister yaşatın...
Tamamen size bağlı, tamamen."
Hoşça kalın.
Selami Penbe
Karaman Bifa I İ.Ö Okulu Uzman Öğretmeni
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder