Oyuna eğitimin bir aracı ve unsuru olarak bakmak zorundayız
Muhterem dostlara merhaba,
Okullar tatile girdi. Çocuklar çok sevinçliler. Acaba niçin?
Torunum son ayı adeta geriye saydı. Şimdi sevinçten uçuyor.
Fakat aynı olayı nedense ben okuttuğum sınıflarda yaşamıyorum.
İstisnası olmakla birlikte benim öğrencilerim uzun tatilleri nedense sevmezler.
Bu sosyologları ilgilendirecek bir tez konusu olabilir mi sizce?
Ben kendi çapımda olayı derinlemesine inceleyip gözlemlediğimde çocuk ruhuna uygun bir eğitim metodu izlediğimden okulu bir OYUN gibi algıladığımdan ve uyguladığımdan olsa gerek diye düşünüyorum.
Benim öğrencilerimin karne ve yarışacak kimse sorunu yoktur.
Herkesin notu "pekiyi"dir.
Bunu kabul ettirmek epey yıllarımı aldı.
Ama çocukların ruh sağlığı ve hayata hazırlıkları yönünden mükemmel bir olgunluğa erişiyorlar.
Tabi ki sınav gerçekleri ve Türkiye'ye has yarışmalar da bir olgu ve bu yüzden de bazı veliler tarafından eleştiriliyorum ama ben imalatımın ürünlerini sosyal laboratuarda sayısız gözlemleme fırsatını buldum.
Şu an ilk okuttuğum öğrencimin çocuğunun çocuğunu okutuyorum.
O Y U N ve hayata hazırlık
Çocukların yaşamında bir olay vardır ki, geleceğe açık seçik hazırlık niteliği taşır, bu da Oyun’dur.
Kimi anne ve babalar ya da öğretmenler gibi oyunlara asla bir kapris ürünü gözüyle bakamayız; bunları eğitimin yardımcı araçları saymak, çocuğun ruhunun, hayal gücünün ve becerisinin gelişimine KATKIDA bulunan UYARI kaynakları olarak görmek gerekir.
Bütün oyunlarda gelecek için hazırlık özelliği açığa vurur kendini.
Ayrıca oyunda bir şey daha açığa vurur kendini; bu da, çocuğun çevreyle ilişkisinin ne durumda olduğu, insan soydaşları karşısında nasıl bir tutum takındığı, ilgili tutumun dostça mı, yoksa düşmanca mı nitelik taşıdığı, tahakküm eğiliminin tutumunda özellikle yer alıp almadığıdır.
Çok az oyun vardır ki, yaşama hazırlık, toplumsallık duygusu ve hükmetme isteğinden birini içinde barındırmasın.
Ancak, oyunda rol oynayan bir başka etken daha var ki, o da çocuğun OYUN sayesinde bir eylemsellik içinde bulunmasıdır.
Çok sayıda oyun vardır ki, çocuğun en başta yaratıcılık özelliğini ön plana çıkarır.
Oyun, çocuğun RUHSAL GELİŞİMİNE ayrılmaz bir biçimde bağlıdır.
Adeta mesleki uğraşıdır çocuğun ve gerçekten bu gözle görülmesi gerekir.
Dolayısıyla, çocuğu oyun oynarken RAHATSIZ ETMEK, HİÇ DE BAĞIŞLANACAK BİR DAVRANIŞ DEĞİLDİR.
Oyunla harcanan zamana, hiç de boşa gitmiş bir zaman gözüyle bakılmamalıdır.
Üzerinde bir yargıya varmak istediğimiz kimsenin çocukluğunu öğrenmemiz, işimizi büyük ölçüde kolaylaştırır.
Selamlar
Selami Penbe
Karaman Bifa I İ.Ö.Okulu Uzman Öğretmeni
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder