Çocuklarımızın ruh sağlığını bozan tutumlardan ne zaman vazgeçeceğiz?
Kendim dahil, çocuklarımın okullarda hep birinci olmasını arzu etmişimdir.
Gerçi bunun için kendime ve çocuklarıma maddi ve manevi baskı empoze etmedim, fakat bu duygunun evrensel bir his olduğunu düşünüyorum.
O halde bu duyguyu duymak suçlanacak bir olgu değil ama bunu esas gaye yapmak ve bu yolla bazı hislerimizi doyurmak istiyorsak, hele hele çocuklarımızı bu yola maddi ve manevi teşvik ediyorsak bilelim ki bence cehennemlik günah işliyoruz.
Bir çocuğun hep birinci olmasını istemek, çocuğa pek fazla bir şey kazandırmaz, ayrıca tecrübeler de birinci olmanın hayatta başta gelen bir önem taşımadığını göstermektedir.
Eğer abartacak olursak şöyle diyebiliriz.
Bize birincilik gerekli değil.
Doğrusu birincilerle karşılaşmak gönlümüzü bulandırır.
Tarihe bir göz atar, tecrübelerimizi gözden geçirirsek, birincilik çabasının bize mutluluk getirmeyeceğini söylemeden edemeyiz.
Birincilik ilkesi çocuğu tek yönlü yapar.
Her şeyden önce toplumun iyi bir bireyi olmaktan alıkoyar (istisnalar hariç) kendisini; çünkü böyle bir ilkeyi temel alan eğitimin doğuracağı bir başka sonuç da çocuğun yalnız kendisini düşünmesi, başkalarının kendisinden öne geçip geçmeyeceğini sürekli merak etmesidir.
Çocukta kıskançlık ve kin duyguları uyanacak, ayrıca birinciliği hep elde tutamama korkusu gelip buna eklenecektir.
Bu ise manevi bir işkenceden farksızdır.
Selamlar (Muallim)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder