11 Temmuz 2007 Çarşamba

Ana-Baba ve Öğretmenlerin Cehennemlik Günahları 2

Hangi birimiz tezgahta seçilmeyi bekleyen meta olmak isteriz?

Öğretmenlerin cehennemlik günahlarından birini daha dile getirmeyi uygun gördüm.
Belki düşünce ufkunuza başka bir perspektiften baktırmaya muvaffak olurum.

Bir kimsenin genellikle yetenek/eğilim kelimesiyle nitelendirilen zekasını tesbit etmede sayılamayacak kadar çok gözlem, araştırma ve testlerden yararlanılır.
Bunlar özellikle çocuklarda büyüklerin zekalarını belirlemeye yönelik testlere benzeyip yetenek testleri denilen testlerdir.Şimdiye kadar bu tür testlerin pek başarılı sonuçlar verdiği söylenemez; çünkü alınan sonuçlar, öğretmenlerin testsiz saptadıkları sonuçlardan pek de farklı değildir.
Söz konusu durum her ne kadar deneysel psikolojiyle uğraşanlar tarafından büyük bir memnuniyetle karşılanmışsa da, aslında bunun ortaya koyduğu gerçek, yetenek testlerinin bir bakıma yararsızlığıdır.

Ayrıca, testlerin uygulanmasına karşı açığa vurulan bir kaygı vardır ki o da düşünme ve zeka yeteneğinin çocukların tümünde aynı ölçüde gelişmemesi.
Üzerlerinde uygulanan testlerden kötü sonuç alınan kimi çocukların aradan birkaç yıl geçer geçmez pek güzel bir gelişim sürecini geride bıraktıklarına yüzlerce kere şahit olmuşum ve olmaktayım.

Testlere karşı ileri sürülen bir başka eleştiri de, büyük kentlerden ya da çok yönlü yaşama açık belirli çevrelerden gelmiş çocukların salt egzersiz sonucu elde edilen hazırcevaplılıklarıyla büyük bir yeteneğe sahipmiş izlenimini uyandırmaları ve bu konuda her türlü hazırlıktan yoksun öbür çocukları gölgede bırakmalarıdır.

Genellikle sekiz on yaşlarındaki elit kesim çocuklarının varoşlarda yaşayan çocuklardan daha gelişmiş bir hazırcevaplılığı ellerinde bulundurdukları bilinmektedir.
Ne var ki; söz konusu durum elit gurubu çocuklarının daha yetenekli sayılacağını göstermez, bunun nedenini yalnızca onların geçmişinde aramak gerekir.

Böylece, yetenek testlerinden fazla bir şey elde edilmiş değildir.
Kaldı ki, Berlin ve Hamburg'da alınan hazin sonuçlar ortadadır; adı geçen kentlerde yetenek testinden büyük bir başarıyla çıkmış çocukların dikkati çekecek kadar büyük bir bölümü, ileride kendilerinden beklenen başarıyı gösterememiştir.
Bu da, yetenek testiyle çocuğun gelişim düzeyinin sağlam bir biçimde tesbit edilemeyeceğini ispat etmektedir.

Oysa bireysel psikolojinin yöntemiyle sürdürülen araştırmalardan ilgili konudan çok daha güvenilir sonuçlar alınmaktadır.
Çünki söz konusu araştırmalar çocuğun gelişmiş düzeyini belirlemekle kalmayıp nedenlerini de saptamaya ve gerekirse gelişim noksanlığını giderecek yolları göstermeye çalışmakta, ayrıca çocuğun düşünme ve zeka yeteneğini ruhsal yaşamından soyutlamak değil; bu yaşamla bir arada incelemektedir.

Çalışmalarda ve benim 36 yıllık gözlemimde tesbit ettiğim gibi, "yeteneksiz" dediğimiz çocukların inceleme sonucunda görülmüştür ve ben de gördüm ki; bazılarında gün gelip öylesine büyük bir yeteneklerle karşılaştım ki, sanki yeteneksiz çocuklar zamanla en yetenekli çocuklara dönüşmüştü.

Selami Penbe

Hiç yorum yok: