Baba-Oğul ilişkisinin "Amentüsü"
Yurdumuz Türkiye, insanlarının çok genç yaşta çocuk sahibi olduğu bir ülke. İnsanlar (anababalar, öğretmenler, akademisyen hocalar) çocuklara nasıl davranacaklarını bilmiyorlar. Bütün bildikleri "benim anam babam böyle yapardı". Peki ya anan baban hatalıysa? Bir örseleme söz konusu ise? Kimseye de bu çocuk yetiştirmeyi öğretmiyorlar. İşin ilginç yanı öğretmeye talip olanlar ise pratikte kendileri de ıskalıyorlar (benim gibi).
New York Times'ta bir haber kuşaklar arası farkın dört yıla indiğini yazıyor. Hadi bizde 2x4=8 yıl olsun. Bu küresel etkileşimde kısa bir zaman sonra bizde de fark kapanır zannediyorum.
10 Ekim 2008 Cuma
26 Ağustos 2008 Salı
Ruhsal Karakter Özellikleri
Nevrozları tespit etme bilgileri
Psikiyatride Nevroz ve Karakter bozukluklarını çok basite indirgersek bu iki durum da SORUMLULUK bozukluğu olup, dünya ve onun sorunlarıyla ilişki kurmanın birbirine ters iki şeklidir.
Nevrotik biri ÇOK FAZLA sorumluluk üstlenir; karakter bozukluğu olan bir kişi ise ÇOK AZ.
Nevrotikler dünya ve ilişkilerde bir ayrılığa düştüklerinde otomatik olarak suçun kendilerinde olduğunu varsayarlar.
Karakter bozuklukları olanlar ise aynı durumda otomatik olarak dünyayı ve karşılarındaki kişiyi suçlu bulurlar.
Psikiyatride Nevroz ve Karakter bozukluklarını çok basite indirgersek bu iki durum da SORUMLULUK bozukluğu olup, dünya ve onun sorunlarıyla ilişki kurmanın birbirine ters iki şeklidir.
Nevrotik biri ÇOK FAZLA sorumluluk üstlenir; karakter bozukluğu olan bir kişi ise ÇOK AZ.
Nevrotikler dünya ve ilişkilerde bir ayrılığa düştüklerinde otomatik olarak suçun kendilerinde olduğunu varsayarlar.
Karakter bozuklukları olanlar ise aynı durumda otomatik olarak dünyayı ve karşılarındaki kişiyi suçlu bulurlar.
21 Temmuz 2008 Pazartesi
Sevgi Disiplindir
Sevginin kontrolü üzerine radikal bir bakış tarzı
Disipline sokulması gereken duygulardan biri de "sevgi" duygusudur. Sevgi duygusu beraberinde getirdiği yaratıcı enerjiden dolayı saygı duyulması, geliştirilmesi gereken bir duygudur ama eğer başıboş bırakılırsa, sonuç gerçek sevgi değil, karışıklık ve verimsizlik olur.
Gerçek sevgi insanın benliğini genişletmesini kapsadığından, muazzam bir enerji gerektirir. Ama ister beğenin ister beğenmeyin, enerji stoklarımız da tıpkı saatler gibi sayılıdır.
Disipline sokulması gereken duygulardan biri de "sevgi" duygusudur. Sevgi duygusu beraberinde getirdiği yaratıcı enerjiden dolayı saygı duyulması, geliştirilmesi gereken bir duygudur ama eğer başıboş bırakılırsa, sonuç gerçek sevgi değil, karışıklık ve verimsizlik olur.
Gerçek sevgi insanın benliğini genişletmesini kapsadığından, muazzam bir enerji gerektirir. Ama ister beğenin ister beğenmeyin, enerji stoklarımız da tıpkı saatler gibi sayılıdır.
18 Haziran 2008 Çarşamba
Hayat Zordur! 3
Hayat zordur ve öyle de olmalıdır
"Hayat zordur! İyi ki de zordur ve öyle de olmalıdır!"
Bu yüce bir gerçektir, en yüce gerçeklerden yüce bir gerçektir.
"Yaşamak Acı Çekmektir".
Biz bu gerçeği görürsek, onun üstesinden gelebiliriz.
Bir kez gerçekten zor olduğunu anlarsak -iyice özümser ve kabul edersek- hayat artık zor olmaktan çıkar.
Çünkü bunu kabullenince hayatın zor olduğu gerçeği artık önem taşımaz.
"Hayat zordur! İyi ki de zordur ve öyle de olmalıdır!"
Bu yüce bir gerçektir, en yüce gerçeklerden yüce bir gerçektir.
"Yaşamak Acı Çekmektir".
Biz bu gerçeği görürsek, onun üstesinden gelebiliriz.
Bir kez gerçekten zor olduğunu anlarsak -iyice özümser ve kabul edersek- hayat artık zor olmaktan çıkar.
Çünkü bunu kabullenince hayatın zor olduğu gerçeği artık önem taşımaz.
12 Haziran 2008 Perşembe
2400 Yıllık Bir Tespit
İnsanın kendini tanımasının önemi
Bugünlerde okumakta olduğum, tesbitlerini ve bunları pratik hayata uygulamadaki samimi yaklaşımlarını benimsediğim Alfred Adler'in "insan tabiatını tanıma" kitabından bir cümle çok dikkatimi çekti, paylaşıyorum.
M.Ö. 400 yıllarında Sokrates bir ilkeden bahsediyor,"kendini tanı!"
Sokrates'ten 2300 yıl sonra Sözler kitabında Bediüzzaman şu ifadeyi kullanıyor:
"Ey kendini insan bilen insan, 'kendini oku (tanı)'!"
Bugünlerde okumakta olduğum, tesbitlerini ve bunları pratik hayata uygulamadaki samimi yaklaşımlarını benimsediğim Alfred Adler'in "insan tabiatını tanıma" kitabından bir cümle çok dikkatimi çekti, paylaşıyorum.
M.Ö. 400 yıllarında Sokrates bir ilkeden bahsediyor,"kendini tanı!"
Sokrates'ten 2300 yıl sonra Sözler kitabında Bediüzzaman şu ifadeyi kullanıyor:
"Ey kendini insan bilen insan, 'kendini oku (tanı)'!"
14 Mayıs 2008 Çarşamba
Paradigma Ne Demektir?
Eğitimde paradigma değişimi neden çok önemlidir
"Dünle beraber gitti düne ait ne varsa cancağızım. Bugün artık yeni şeyler söylemek lazım."
Paradigma; bugün, değişim sözcüğünüm bir parçası haline gelmiş, fakat eksik olarak kullanılmaktadır.
Anlam olarak, yeni bir fikir ya da fikirler kümesi, bir alışkanlık kümesi, bir stil ve hatta bir gelenek ya da ön yargı kümesi anlamına geliyormuş gibi kullanılır. Bir paradigma bütün bunların hepsini kapsar ama daha fazlasını içerir.
"Dünle beraber gitti düne ait ne varsa cancağızım. Bugün artık yeni şeyler söylemek lazım."
Paradigma; bugün, değişim sözcüğünüm bir parçası haline gelmiş, fakat eksik olarak kullanılmaktadır.
Anlam olarak, yeni bir fikir ya da fikirler kümesi, bir alışkanlık kümesi, bir stil ve hatta bir gelenek ya da ön yargı kümesi anlamına geliyormuş gibi kullanılır. Bir paradigma bütün bunların hepsini kapsar ama daha fazlasını içerir.
14 Nisan 2008 Pazartesi
Çocuğu Kötü Eğitmenin Yolları
Çocuk terbiyesinde nelere dikkat edelim
1. Çocukları Kendinize Karşı Kinli Yapmanın Yolları
• Çocuğunuza karşı daima aksi ve asık suratlı olun.
• Arkadaşlarının yanında kabahatini yüzüne vurun.
• Niyetinin ne olduğuna bakmadan en küçük kabahatini cezalandırın.
1. Çocukları Kendinize Karşı Kinli Yapmanın Yolları
• Çocuğunuza karşı daima aksi ve asık suratlı olun.
• Arkadaşlarının yanında kabahatini yüzüne vurun.
• Niyetinin ne olduğuna bakmadan en küçük kabahatini cezalandırın.
8 Mart 2008 Cumartesi
Ev Ödevleri ve Yeni Bir Yaklaşım
Patlamaya hazır çocukların ev ödevleri sorununa farklı bir yaklaşım
Eğer çocuğunuzun bir durumda başarı kazanması sizce önemliyse, fakat bu işte ustalaşmaya kapasitesi yeterli gelmiyorsa ve bu konudaki zorluklarını oluşturan faktörleri belirlemekte zorluk çekiyorsanız, en iyi tercihiniz durumla daha kolay başa çıkabilmesi için değişiklikler veya yeni uygulamalar yapmaktır.
Ne kadar önemli olursa olsun, çocuğunuzun kapasitesi olmayan bir şeye onu zorlayamazsınız.
Yüksekliği erişebileceği yere kadar indirmekte yarar vardır.
Eğer çocuğunuzun bir durumda başarı kazanması sizce önemliyse, fakat bu işte ustalaşmaya kapasitesi yeterli gelmiyorsa ve bu konudaki zorluklarını oluşturan faktörleri belirlemekte zorluk çekiyorsanız, en iyi tercihiniz durumla daha kolay başa çıkabilmesi için değişiklikler veya yeni uygulamalar yapmaktır.
Ne kadar önemli olursa olsun, çocuğunuzun kapasitesi olmayan bir şeye onu zorlayamazsınız.
Yüksekliği erişebileceği yere kadar indirmekte yarar vardır.
20 Şubat 2008 Çarşamba
Ana-Baba ve Öğretmenlere Mesajlar 2
Öğretmenlere İpuçları
Ana-babalar, tavırlarından bazılarını değiştirerek çocuklarıyla aralarındaki pek çok çatışmayı önleyebilirler.
Ana-babalara çocuklarından çok, kendilerinin değişmesi gerektiğini söylediğimde çok rahatsız oluyorlar.
Ayakkabıyı "giymem" diye bas bas bağıran çocuk, "giyeceksin" diye bas bas bağıran anne.
Hangisi çocuk sizce?
Ana-babalar, tavırlarından bazılarını değiştirerek çocuklarıyla aralarındaki pek çok çatışmayı önleyebilirler.
Ana-babalara çocuklarından çok, kendilerinin değişmesi gerektiğini söylediğimde çok rahatsız oluyorlar.
Ayakkabıyı "giymem" diye bas bas bağıran çocuk, "giyeceksin" diye bas bas bağıran anne.
Hangisi çocuk sizce?
11 Şubat 2008 Pazartesi
Ana-Baba ve Öğretmenlere Mesajlar
İlişkilerde bazı ipuçları işlerimizi kolaylaştırır
Toplumumuzda ana babalığa, ana babalığın gelişiminden daha çok çocukların gelişim ve büyümesini etkileyen bir görev olarak bakılır.
Çoğumuza göre ana babalık çocuk "yetiştirmek" demektir.
Uyum göstermesi gereken çocuklardır.
Sorunlu "çocuklar" vardır, ama sorunlu "ana-babalar" yoktur.
Hatta sorunlu "ana-baba-çocuk" ilişkisi bile yoktur.
Toplumumuzda ana babalığa, ana babalığın gelişiminden daha çok çocukların gelişim ve büyümesini etkileyen bir görev olarak bakılır.
Çoğumuza göre ana babalık çocuk "yetiştirmek" demektir.
Uyum göstermesi gereken çocuklardır.
Sorunlu "çocuklar" vardır, ama sorunlu "ana-babalar" yoktur.
Hatta sorunlu "ana-baba-çocuk" ilişkisi bile yoktur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)