31 Ağustos 2006 Perşembe

Tecrübeli Bir Öğretmenin Kişisel Çabaları

Değişim ve gelişim, etkili bir öğretmenliğin ilk ve en önemli şartıdır

Öğretmenliğin zor, fedakârlık gerektiren yorucu bir meslek olması; çeşitli yıpratıcı faktörlerden dolayı düş kırıklığı, kırgınlık, tükenmişlik sendromu, kişisel başarısızlık endişesine kapılma sonucunda ya meslekten ayrılma, ya istemeyerek erken emekli olma, en acısı da istemeye istemeye bu mesleği kerhen sürdürmek gibi eğitime nitelikli öğretmen kaybı yönünden olumsuz tesirleri olmaktadır.

Mesleğini çok seven bir öğretmen olarak 1997 yılında okumaya ve öğrenip uygulamaya başladığım ETKİLİ ÖĞRETMENLİK çalışmalarını son 2-3 yıldır kişisel gelişim seminer ve konferanslarına katılarak ÖME, EÖE, EAE, EİE, TKE, Duygusal ve Ruhsal Zekâ, İnsan Davranışları, Sosyoloji, Psikoloji, Pedagoji, Ruhsal Hastalıklar alanında 100’e yakın kitabı okuyup inceledim.
Kısa kısa notlar alarak kendime özgü pratik, uygulanabilir, soyut olmayan etkinlik ve davranışlar geliştirdim.
Bunları sınıfımda, okulumda, ailemde uyguladım, olağanüstü güzellikte sonuçlar aldım.

Kaliteli bir öğretmen, kaliteli bir iş arkadaşı, kaliteli bir baba olma yolunda hiç bitmeyecek bir yolda karınca misali ilerlemeye çalışmaktayım.
Bu çalışmalarımın sonucunu da aldım. Öğretmenlik ve babalık benim için çok kolay ve zevk veren bir uğraş oldu.
Ailemde, okulumda, sınıfımda karşılıklı doyuma ulaşan etkinlikleri geliştirmek ve çeşitlendirmek için pratik uygulamalı, basit ama etkili projeler üretmeye çalışıyorum.
Etkili Öğretmenliğin Temel Felsefesi olan “Kendini Değiştirme”, başkalarını “Kabul Etme”, çok az kimsenin bilip uyguladığı Yöntem 3 olan “Kaybeden Yok”, “Kazan-Kazan” becerilerimi geliştirerek şaşılacak derecede öğretmenlikte doyuma ulaşıyorum.

Bu öğrendiklerimin şahsımda kalmayarak Karaman’daki tüm eğitim camiası ile paylaşmak istedim.
Kendi okulumda 20-25 öğretmen ile 50-60 kişilik öğrenci velilerine 2-3 saatlik birkaç seminer vererek hitap etme pratikleri ile tecrübe kazandım.
Arkadaş ve veliler ile MPM Bölüm Başkanı Prof. Zühal Kuteş tarafından gelişerek ve genişleyerek devam etmem için teşvik ve destek gördüm.
Bilhassa nitelikli öğretmen açısından erozyon geçirmekte olan bugünkü eğitim camiamıza bir nebze olsun faydam dokunsun arzu ediyorum.
Velev ki bir tek öğretmenin gelişimine katkıda bulunabilirsem ne mutlu bana.

Sizlerin de bildiği gibi “Öğretmenlik değişen aile yapısına, yükselen toplumsal değerlere, değişen, modernleşen okul binalarına karşın DEĞİŞMEYEN MÜFREDATLARLA, okul dışında İnternet aracılığıyla dünya ile bağlantı kuran öğrenciyi sınıfta hala EDİLGİN tutan SİSTEME ve bilinen bilinmeyen birçok nedene bağlı olarak gitgide “ZOR ZENAAT” olmaya başladı.

Öğretmenlerden öğretimin yanında, öğrencilerini etkileyerek onları ÖZGÜVENLİ, SORUNLARINI ÇÖZEBİLEN, YAPICI, ÖZDENETİM YAPABİLEN, dolayısıyla SORUMLULUK DUYGUSU GELİŞMİŞ, RUH SAĞLIĞI yerinde, ATILGAN, RİSK ALABİLEN fertler olacak biçimde eğitmeleri de bekleniyor.

Bu beklentiyi öğretmenler nasıl gerçekleştirecekler?
Bu onların ÖZEL BECERİLERİNE kalmış.
Çünkü öğretmenler eğitimleri sırasında kendilerini bu amaca ulaştırabilecek ETKİLİ İNSAN İLİŞKİLERİNİ, AÇIK VE DÜRÜST İLETİŞİM, YAPICI ÇATIŞMA ÇÖZME becerileriyle donatılmıyorlar. Öğretmenlere SOYUT bir takım öneriler yerine işlenişi kolaylaştırarak, işlerliği denenmiş, PRATİK, UYGULANABİLİR yeni beceriler sunulmalı, benimsetilmeli.
Bu beceriler sayesinde öğretmenler “GİYDİRİLMİŞ ÖĞRETMEN ROLLERİNDEN” sıyrılıp öğrencileriyle “KENDİLERİ” olarak iletişim kurabilecek ve böylece onlar üzerindeki etkilerini
artırabilecektir.

34 yıllık çalışma hayatımda öğretmen arkadaşlarımın sorunlarını yakından bilen ve hisseden bir eğitimci olarak ”Etkili Öğretmenlik”, ”Öğrenci Merkezli Eğitim” konusunda yaptığım uygulamalarla öğrencilerin tüm sorunlarını üstlenmekten vazgeçerek daha kabul edici bir kişilik kazandım.
İyi bir dinleyici oldum.
İletişim engelleri ve Sen-İletileri kullanmadığım için öğrencilerim tarafından saygı gördüm.
Bu nedenle de ÖĞRETME VERİMLİLİĞİM ARTTI ve öğretmenliği bunca yıldan sonra SEVEREK yapmaya başladım.

“ETKİLİ ÖĞRETMENLİK”, ”ÖĞRENCİ MERKEZLİ EĞİTİM” ile insan daha GERÇEKÇİ, daha RAHAT, daha ŞEFKATLİ, daha SABIRLI, daha İLGİLİ ve daha ESNEK olmaya başlıyor.
Artık öğretmenlik “ZOR ZENAAT” olmaktan çıkıp, zevkli bir uğraş oluyor.

İşte bu hisler içerisinde arzu ediyorum ki İl Milli Eğitim Müdürlüğünce informal olarak il dâhilindeki her branşta öğretmenlere seminerlerle “ETKİLİ ÖĞRETMENLİK” konusunda yardımcı etkinliklerle bir tek öğretmen bile olsa bilgilerimi paylaşıp faydalı olayım.
Son yıllarımı başkalarına da katkıda bulunmak beni son derece mutlu ve huzurlu kılacaktır.

Nitelikli öğretmen açısından çok sıkıntılı bir dönemde bulunuyoruz.
Kıymetli varlıklarımız olan evlatlarımızın en iyi eğitimi almaları, eğitim ve öğretiminin niteliğinin artırılması, daha çok mutlulukla daha fazla verim almak için çaba sarf eden MEB’e çorbada bir tuz kabilinden yararlı olabilirsem ne mutlu bana.

Gereğini tensiplerinize arz ederim...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

cok tesekkurler ilginc